1) Türkiye'de Motorcu Olmak...
Motosiklet ile tanışma şerefine nail olan bir nefer olarak düşüncelerimi bu platformda yayımlama kararı aldım. Bu sayfalar bir seyir defteri niteliğinde olacak. Gezip gördüğüm ve şahit olduğum ilginç olayları, sanki bir hatıra kitabı kaleme alıyormuş edasında siz okuyucular tebaası ile buluşturacağım. Önemli olan yazılanların başkaları tarafından ne kadar okunduğu değil, kalemin başındakinin düşüncelerinin yazıya dökülmesidir demişti bir büyüğüm.
Şimdi başlıkta ki konuya dönersem; motorcu olmak toplumun her sınıftan vatandaşı için farklı anlamlar ifade etmekte. İster burjuva olsun ister olmasın insanların gördükleri olaylar zihinlerinde yer etmekte. Misal; genelde ülkemizde ''apaçi'' motorcuların çoğunlukta olduğu için insanımız bütün motorcuları böyle sanmakta. Hiçbir ekipman olmadan ve trafikte cirit atan, zeka seviyelerinin düşük olduğu insanlar bu algıyı yaratmakta. Bir işi yapıyorsan kuralına göre yapacaksın arkadaş. Kural olmadığı yerde kaos olur. Motorcunun kaosu ölüm ile tanışmasıdır ;)
Eğer motorcu olmaya karar verdiysen; elindeki bütçe ile harcama yapacağın noktalar şu olmalı;
1. Ehliyet + full ekipman
2. Küçük cc bir motor + plaka, ruhsat vs.
3. Eğitim
Bu yazdıklarım trafikte başımıza gelecek kötü olaylardan minimum etkilenmemiz için. Aynen otomobile bindiğimizde nasıl ki emniyet kemerini takmazsan sonuçlarına katlanırsın, öyle ki motosiklet üzerinde emniyet kemerin; kask+eldiven+bot+mont+kot şeklindedir. Türkiye için kamerada bence zorunlu ekipman olması lazım. Malum trafikte insandan azma hayvan sayısı biraz fazlaca. Bu hayvani duyguları fazlaca gelişmişler kameradan korkuyor. Çünkü bu görüntüler ile direkt savcılığa suç duyurusunda bulunulabiliyor. Bunlar için bütçe dahilinde en kalitelisine yürümek her zaman iyidir. Barkın abimizin dediği gibi kafan kaç para???
Bir de şu konu var tabii; yukarıda ki fotoğraf görece güzel bir motora ait. Motorumuz 50 cc veya 1500 cc olsun söylediklerim hepsi için geçerli. Yaptığımız her işi kuralına uygun yaparsak kârlı olarak çıkarız.
Sözün özü motorcu olmak ilk önce her işi kuralına uygun yapmak ve daha sonrası ise motosiklete binmeyi bir keyif sürme edasında görmektir. Altımızda demirden bir at var. Çağımızın getirdiği bu demirden at size hizmet ediyor. Siz ne kadar ustalaşırsanız bu işten o kadar keyif alırsanız.
Şunu yazmayı unuttum. Üstad iyi güzelde sen bunları yazacak nitelikte misin? diyen arkadaşlar çıkabilir. Ben 2015 yılının Şubat ayında bu işlerle tanıştım. Kendim hakkındaki bilgileri sonraki bloglarımda yazıya dökeceğim.
Bütün motorcu arkadaşlar kendinize dikkat edin. Allah'a emanet olun...
